28 Ara 2006

BÜYÜK MENDERES VE BAFA'NIN ORTAK DERDİ


BÜYÜK MENDERES VE BAFA'NIN ORTAK DERDİ

Büyük Menderes Nehrinin kirlenmesi, son dönemde Bafa Gölü ile birlikte tekrar gündeme geldi. Gazetelerde ülkemizin "su fakiri" ülkeler listesine girdiği ve sonunda Iğdır'ın çöl olarak tescil edildiği, Denizli'nin ise kurakça iller arasında olduğu bildiriliyor.

Ülke olarak suyu yönetemediğimiz ortada. Ya selden ölüyoruz, ya da bugünlerde sanayi şehirlerinin ve kalabalık kentlerin yaşamakta olduğu gibi susuzluktan...

Büyük Menderes nehrinde ise kirlenme gitgide üst boyutlara ulaşıyor. Sulama amaçlı düzenlemelerde havzanın su düzeni bozuluyor. Havzanın Büyük Menderesin denize döküldüğü deltaya yakın yerlerdeki ovalara daha fazla su verebilmesi amacıyla barajlarda su tutulması düzeni ile oynanıyor. Aynı amaçla Bafa Gölü gibi evrensel bir cennete su verilmiyor. Bu nedenle gölde balık ölümleri ve su seviyesinde azalma-oksijen azalması meydana geliyor.

Bir başka yörede, Büyük Menderes'in taşkınlarının önüne geçmek amacıyla nehrin tabanı kazınıyor, kenarlarına moloz dökülerek set haline getiriliyor. Böylelikle Aydın Ovasında Büyük Menderes'in taşkınlarla getirdiği verimliliğe mani olunmuş oluyor. Verimliliğin kaynağı tek taşkınlarla ovaya yayılan alüvyonlar ve milli sudaki organik ve inorganik bileşenler değil, elbette.

Ovamızın verimliliğini sağlayan, Aydınımızı "ovasından bal akan..." bir il haline getiren en önemli etmenlerden biri de, Büyük Menderes Nehrinin sızıntı, taşın ve göl oluşturma şeklinde yeraltı sularını ve toprağımızın su dengesini oluşturması ve sağlıklı bir düzeyde tutmasıydı.

Şimdi bu denge, yapılan müdahaleler, kurulan setler, göllere moloz ve çöp atılmasıyla bozulmaya başlıyor. Zaten sızma olsa da Büyük Menderes'ten toprağa kirlenme de sızmışl olacak.

Büyük Menderes'in su kirlenmesi Bafa Gölünü ve çevredeki diğer sulak alanları da olumsuz etkiliyor.

Bunlar sadece "doğal yaşamın zararı" veya "çevrecilerin derdi" olarak görülebilir. Ama öyle olmadığı yarın ziraatte sorunlar yaşadığımızda, ovada su derdi çektiğimiz zaman ve Allah korusun, ovamızın bereketi gidince anlaşılacaktır.

Çözüm nedir? Nihai ve esas çözüm, fabrikalara ceza kesmek olmuyor. Zaten ceza da kesildiği yok. Belediyelere cezayı kim kesecek? Hem kimsenin vereceği üç kuruş cezadan korkup arıtma tesisi kuracağı yok. Daha sert tedbirler ne eski yasalarda, ne de yeni çıkan Çevre Kanununda yok.

Bugüne kadar bu konuda yapılan tüm girişimler, ya idare tarafından, ya da sivil toplum örgütleri tarafından yapılmış. Sonuç ortada...

Büyük Menderes Havzasında, yöneticileri, belediyeleri, sulama birliklerini ve DSİ Bölge yönetimlerini, bilimsel kuruluşları ve sivil toplum örgütlerini biraraya getirecek bir Büyük Menderes Havzası Konseyi kurulması şart... Çünkü havzanın tümünü içeren önlemler alınmazsa, tek başına Menderes'in şurasını burasını veya Bafa Gölünü kurtarmak mümkün değil... Bafa Gölü nehrin en ucunda... Oraya gelene kadar yapılacak çok şey var ve tüm yapılanlar, hem Bafa'ya hem de Aydın'ın tarlalarına nefes aldıracak.

Bu Konsey'in üniversitelerin ilgili kurum ve akademisyenlerine araştırma yaptırarak çözüm üretmesi ve çözümü dayatması şart...

Artık Büyük Menderes konusunda "bildiğini zannedenlerin" değil, gerçekten "bilen" bilimadamlarının sözünü dinleme zamanıdır.

Mehmet Ekizoğlu

2 yorum:

Adsız dedi ki...

neden olmasin:)

Adsız dedi ki...

Aw, this was a really nice post. In idea I would like to put in writing like this additionally - taking time and actual effort to make a very good article… but what can I say… I procrastinate alot and by no means seem to get something done.