31 May 2007

Doğal Kaynaklar İdarecisi Jim Capel ile söyleşi

Değerli okuyucular,

Bu defa, avcılık ve yaban hayatı yönetimine yıllarını vermiş olan bir Amerikalı yönetici ile konuşuyoruz. Sayın Jim Capel, Illinois Eyaleti Doğal Kaynaklar İdaresi[1] Bölge Arazi Müdürü. Kendisi yetkisinde bulunan geniş arazilerdeki avcılık, yaban hayatı ve doğal kaynak yönetiminden sorumlu. Kendisi de çok iyi bir avcı olan Sayın Capel’a sizler için sorduk.

Mehmet Ekizoğlu- Sayın Capel, IDNR Illinois Eyaletinde halkı doğal kaynakların kullanımında sorumlu davranmaya teşvik ediyor.

Bu kapsamda, sizin yapmakta olduğunuz işin, halkın doğayla bütünleştirilmesine çalışan daha büyük bir projenin bir parçası olduğunu söyleyebilir miyiz? İşinizi bize detaylı olarak anlatabilir misiniz?

Jim Capel- Kendi açımdan bakarsak, dünyanın en iyi işini yapıyorum diyebilirim. Daha büyük planda etki sahibi olan politikaların belirlenmesinde rolüm var ve bu politikaların uygulanmasında, çevre, yaban hayatı ve insanlar için fayda sağlanmasında daha küçük ölçeklerde çalışıyorum. Yetkim altındaki para ve personel için öncelikler sırası belirleyerek küçük dünyamı şekillendiriyorum.

Illinois Eyaleti Doğal Kaynaklar İdaresi, Parklar ve Rekreasyon Bölümünde Bölge Arazi Müdürü olarak görev yapıyorum. Illinois’in bu bölgesinde 16 ilde idari görevlerim var. Bölgemin yıllık bütçesi 1,2 milyon dolar. 70 kadrolu ve 35 de geçici personelim var. Bu 16 ilde yaklaşık 41 ayrı bölge ve toplam 76 bin hektarlık araziyi yönetiyoruz.

ME- Eyaletin bu bölgesinde halka açık arazilerde yaban hayatının durumu, eski güzel günlerle karşılaştırıldığında nasıl? Bu bölgelerdeki habitatın restore edilip korunmasında siz neler yapıyorsunuz ve sizce bu konuda en iyi politika nedir?

JC- Bölgemizde halka açık arazilerdeki yaban hayatının durumu henüz o eski güzel günlerdeki haline getirilememiştir. Ancak bu yolda önemli mesafe kat ettik ve her geçen gün iyileşme gösteriyor. 2001 yılında IDNR kamu arazilerine girecek olan avcı sayısını kısıtlama yoluna gitti. Bunun nedeni artık bu arazilerde avcılığın, elde tüfek gezinti yapmak haline dönüşmüş olmasıydı. Sadece uzun bir egzersiz yapılmış oluyordu. Sonuçta bu arazilere girecek avcı sayısında kısıtlamaya gidildi ve avlanacak olanlar çekilişle belirlenmeye başladı. Sonuçta amaç, bu halka açık alanlarda yaban hayatı üzerindeki baskıyı azaltmak ve çekiliş sonucunda ava gidecek avcılara kaliteli bir av sağlamaktı. Bunda başarılı olduk.

ME- Bölgenizde yer alan Champaign’de gençler ve diğer avcılar ava açık arazileri rahatça bulabiliyorlar mı? Bu olanakları artırmak için İdarenizin yaklaşımı nedir?

JC- Söylemiş olduğunuz bölgede İdaremizce satın alınarak ava açılan ilk kamu arazisi bizim dönemimizde oldu. Bu zamana kadar bu bölgede halka açık avlak olmamasının sebeplerinden birisi, bu bölgenin topraklarının Eyaletin en verimli topraklarını oluşturuyor olması ve son damlasına kadar ekilmesiydi. Dolayısıyla her metrekaresi son derece pahalı olan bu bölgede yaban hayatı için ayrılacak arazi bulmak zor oldu. 200 hektarlık olan Gifford Habitat Alanı, tarımsal araziden otluk ve çalılık alana dönüştürüldü. Bu da yabani sülün ve diğer yaban hayvanları için bulunmaz bir habitat oluşturdu. Burada avcılık IDNR tarafından yapılacak olan çekilişe göre bir düzen içerisinde yürütülecek. Her sezon sadece 16 gün av yapılacak. Bu yaban hayatı üzerindeki baskıyı sınırlı tutacak ve avlanan hayvan sayısını da kontrol edecek. Bu arazinin bulunmasında ve satın alınmasında Champaign İli Pheasants Forever[2] teşkilatının büyük desteği oldu. Parası ise habitat pulu kaynağından ödendi. Pheasants Forever, yaban hayatının ve avcılık mirasımızın önemini anlayan ve bunun için zamanını, enerjisini ve parasını harcayan olağanüstü insanlardan oluşuyor.

ME- Avlaklara girebilme ve avlanma konusunda geyik avcılarıyla kuş avcıları arasında fark var mı?

JC- Eyaletimizde yetkimiz dahilindeki avlak miktarı sınırlı. Bu sınırlı alanda herkes her istediğini yapamıyor tabii. Çoğu zaman avcıların istekleri çakışıyor. IDNR olarak fırsat eşitliğini sağlamak için çok çalışıyoruz. Politikaları belirledikten sonra bunların arasında avcılara güvenle en çok avlanabilecekleri imkanları oluşturmak için çaba harcıyoruz.

ME- Sizin de iyi bir avcı olduğunuzu biliyoruz. Bu avcı özelliğiniz işinizi yaparken destek oluyor mu, yoksa görevlerinizle çatışmaya düştüğü durumlar oluyor mu? Başka bir deyişle, hem avcı hem de av yöneticisi olmak nasıl?

JC- Tabii ki kendi düşüncelerim, işimi yapma şeklimi etkiliyor. Bilgilerim, tecrübem, düşünme tarzım bana yaptığım işte avantaj sağlıyor. Bütün hayatınız boyunca yapmaktan zevk aldığınız işle ilgili olarak çalışmak çok iyi bir şey ve büyük kolaylık sağlıyor. Geçmişim ve kendi takdirimle karar verirken personelimden ve kamuoyundan gelen bilgi ve tepkilerden yararlanıyorum ve en iyi olduğunu düşündüğüm kararları veriyorum. Sonuçta, hem kamu için hem de yaban hayatı ve çevre için en iyisini yaptığımı düşünüyorum.

ME- Koruma çalışmalarınızda ve yaban hayatı ve avcılık eğitimlerinizde gençlere ve bayanlara özel ihtimam gösteriyorsunuz. Bu benim ülkemde pek olmayan bir şeydir. Hayatında bir daha bu konularla ilgilenmeyebilecek olan çocuklar ve bayanlara binlerce dolar harcamanızdaki amaç nedir?

JC- Amerika’da bazı kesimler, silahları suç işlemek amacıyla kullanan kişilerle, tüfekleri spor ve rekreasyon amacıyla satın alan ve kullanan vatandaşları karıştırma eğiliminde. Bence çok kritik önemi olan bir nokta, bugüne kadar avcılık yapmamış olanları ve gelecek nesilleri silahlar ve avcılıkla tanıştırmak ve onları eğitmek gereğidir. Bu şekilde her Amerikalının silah sahibi olma hakkını tehdit eden bazı kesimlere karşı mücadele edilmelidir. Öte yandan, her eğitimimizde gençlere özel silah güvenliği kursları bulunmaktadır. Bu kurslarda çocuklara, silahları daha iyi anlamaları ve silahlarla beklenmedik bir durumda karşı karşıya geldiklerinde nasıl davranmaları gerektiği konusunda eğitimler veriyoruz.

ME- Aynı zamanda bir çok korumacı kuruluş üyesisiniz. Bu gibi avcılık kuruluşlarının habitat ve yaban hayatına katkıları konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizce çalışmaları karşılığında almış oldukları bağışları hak ediyorlar mı?

JC- 12 sene önce bu göreve gelmeden bu kuruluşlarda aktif olarak çalışıyordum. Şuna gerçekten inanıyorum ki, avcı örgütleri çevre ve avcılık üzerinde çok büyük bir olumlu etkiye sahiptirler. Eyalet ve ülke düzeyinde habitata ve yaban hayatına yararlı politikalar ve finansman için lobi yapmaktan tutun da bizzat bu bölgede bir çok alanı yaban hayatı için ayıran ve ekimini gerçekleştiren bu örgütler olmasaydı, yaban hayatı popülasyonları ve yaşamak için ihtiyaç duyduğu habitat şimdiki haline yaklaşamazdı bile..

ME- Sayın Capel, Türk avcılarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

JC- Bir gün umarım emekli olduğumda, sizin ülkeniz de dahil, dünyanın başka yerlerinde avlanmak ve kültürlerini tanımak için seyahat edeceğim. Umarım, dünyanın diğer yerleri de etkin olarak doğal dünyayı koruyacaklardır. O gün geldiğinde ben de yeni yerler tanımak, yeni insanlar görmek ve yeni şeyler öğrenmek için hazır olacağım.

Çok teşekkür ederiz, Sayın Capel.

Mehmet Ekizoğlu

[1] IDNR: Illinois Department of Natural Resources.
[2] Yabani sülün habitatının korunması ve geliştirilmesi için çalışan gönüllü bir kuruluş.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

İlginç ayrıntılar içeren söyleşinizi ilgi ve beğeni ile okudum. Teşekkür ederim.

Saygılarımla,

Oral ATAK