25 Nis 2007

Gelecek için "Rastgele" mi?


Büyük Menderes’teyiz

Büyük Menderes Nehrindeki ilk ördek avını hatırlıyor Ali Altınkaya. Anlatırken o anı tekrar yaşıyor sanki. Ovada Aşağıdip Gölünden Büyük Menderes Nehrine doğru yürürken yüzümüzü serin bir bahar esintisi okşuyor. Aynı esintiyle sallanan geçen seneden kalma kuru sazlar ve bu baharda çıkan yeşil sazlar Büyük Menderes Havzasının bu bereketli sulak alanının yüzlerce yıllık sakinlerinden...

Aşağıdip Gölü

Ali Altınkaya, hem yörenin aydın çiftçilerinden, hem de Yenipazar Avcılar Kulübü başkanı. Çocukluğundan bu yana Büyük Menderes Nehri ile haşır neşir... Ekim zamanı tarlasında toprağı dinleyen Altınkaya, güz geldiğinde aynı topraklarda bıldırcınları ağırlıyor. Büyük Menderes Nehrinin taştığı dönemlerdeki ördekleri, çevredeki tarlaları mesken tutan kazları anlatırken gözlerinin parladığını farkediyoruz.

O sırada yanımızdaki tarlayı süren çiftçinin traktörünün peşindeki leylekler, açığa çıkan koyu kahverengi toprakta kendilerine düşeni toplamakla meşguller...

Aşağıdip Gölü Büyük Menderes'ten, coğrafya derslerinde öğrendiğimiz menderesler çizme özelliği sonucunda bir parça kopması ile oluşan bir göl. Çok büyük bir göl değil, ancak havzada kendisine benzeyen bir çok küçük göl gibi doğal hayat açısından ve yeraltı suları bakımından üstlendiği rol çok önemli.

Menderes’te susuzluk

Ali Altınkaya bize gölün bu bahar yağmurları döneminde olması gereken seviyesini ve şimdi neredeyse bir metre azalmış su seviyesini gösteriyor. Barajlardan verilecek sularla alakası olmayan bu küçük gölün yeraltı suyu ile beslendiği apaçık. Şimdi su seviyesinde görülen azalma da yeraltı sularındaki tehlikeli gidişin bir göstergesi.

Büyük Menderes Nehri, havzanın en önemli su kaynağı... Beslendiği kollar üzerine barajlar kurulmuş. En büyükleri Adıgüzel Barajı ve Kemer Barajı. Bu barajlar izin verirse Büyük Menderes Nehrine ve onun hayat verdiği göllere, topraklara su gelecek. Şu anda nehirde su yok. Barajlar kurak mevsimde sulamaya verebilmek için su tutuyorlar. Susuzluktan nehirde taban toprağı yer yer ortaya çıkmış.

Büyük Menderes Nehrinin ıslahı çalışmaları sonucunda yaklaşık yüz kilometrelik kısımda nehrin tabanı kazınmış ve etrafına setler yapılarak kenarları yükseltilmiş. Nehrin sularıyla eritebileceği kenarlara ise dağdan getirilen kayalar ile destekler yapılmış. Nehrin her iki kıyısında binlerce böceğe, göçmen kuşlara, sincaplara, su samuruna ve daha nice canlıya ev sahipliği yapan söğüt ağaçları, ılgınlar ve sazlıklar sökülmüş, kesilmiş, yok edilmiş. Artık yaban ördeklerinin Büyük Menderes’te gelebileceği bir yuvaları yok. Onun yerine moloz yığınları var.

Islah ve sulama

Açıklanan amaç, taşkını önlemek.. Islah çalışmasının başladığını belirten 24 Kasım 2004 tarihli bir gazete haberinde “amacın sulama mevsiminde bırakılan suların Söke Ovasına ulaşmasını sağlamak olduğu” belirtiliyor.

Geçtiğimiz Salı günü Denizli İl Koordinasyon Toplantısında konuşan DSİ Bölge Müdürü, “yetersiz rezerv nedeniyle tarım arazilerinde ikinci ürün ekiminin yasaklanacağını” söylüyor. Havzanın ortalarında bulunan Sarayköy Sulama Birliği Başkanı Yasin Çetinkaya, “DSİ Bölge Müdürlüğü çiftçiye karşı anlayışlı davranmıyor. Arazilerimize 10 günlük bile su verseler yeterli olacak ama sulama sezonu olmasına rağmen hiç vermiyorlar” diye yakınıyor. Ancak bu gelişmelerin henüz başlangıç olduğu belli...

Sulama konusu havzanın başlıca gündemini oluşturuyor. Ali Altınkaya’ya bu ıslah çalışmasının yöre tarımına olası etkilerini soruyoruz. Bize Büyük Menderes Nehrinin taşkınlarının yöre tarımına aslında yararlı olduğunu, ancak bu çalışma ile taşkın meydana gelmeyeceği için çalışma yapılan yerlerdeki üretimin olumsuz etkileneceğini anlatıyor. Gerçekten de amaç taşkını önlemek ise dünyanın yapmış olduğu bilimsel ve çevreyle uyumlu projeler var. Suyu yönetenlerin bunlardan haberdar olmadığını zannetmiyoruz. Sayın Altınkaya çevredeki tarlaların aslında Büyük Menderes nehrinin doğal taşkın alanı olduğunu belirtiyor. Zamanla nehrin akışını ve yatağını değiştirmesiyle tarlaların da tapudaki gibi kalmadığını; bazen küçüldüğünü, bazen de karşı kıyıda kaldığını anlatıyor. Bu açıklamalardan, aslında bu arazilerin Nehrin doğal taşkın alanı olarak ayrılması gerektiği sonucuna varıyoruz. Daraltılmış nehir, ne taşkın yönetimi tekniğine ne de ekolojiye uyuyor.

Sayın Altınkaya, Büyük Menderes kenarlarında suların taşması ve geri çekilmesi için düzenlemeler yapılması gerektiğinin altını çiziyor. “Menderes’in taşmasının sebebi baraj yönetimidir. Bilim yalan söylemez. Bu işlerin hesapları var. İşte ne kadar yağış olursa baraja , menderes yatağına ne gelir. Bu yazın farklı kışın farklı olabilir. Bu hesapların öngörülerin yapılabilmesi için önce istatistik bilgilere ihtiyaç var.” diye de ekliyor.

Doğal taşkın alanlarında oluşturulacak dönemsel veya sürekli sulak alanların tarıma, çevreye, yer altı sularına ve yörenin iklimine yapacağı olumlu etkileri konuşuyoruz. Bunun için sivil toplum örgütleri ile devletin işbirliği yapması şart.

Avcıların duyarlılığı

Ali Altınkaya yörenin önemli çiftçilerinden... Doğal hayatın sadece çevreciler için gerekli olmadığını çok iyi kavramış. Konuyu yetkililere anlatmaya çalıştığını, ancak sorularına tam yanıtlar alamadığını söylüyor.

Dönüşte diğer avcılarla da görüşüyoruz. Onlar da Büyük Menderes nehrinde işlerin iyi gitmediğinin farkındalar. Yenipazar’da avcılar aynı zamanda çiftçi, çiftçiler aynı zamanda da avcılık yapıyor. Her iki uğraşı icra edenler doğayı birebir izleyen, değişiklikleri yakından gözleyebilen ve duyarlılığı yüksek kesimler... Yenipazar Avcılar Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Osman Bolatoğlu da öyle. Bu yazın zor geçeceğini anlatan Bolatoğlu, “Yanlış yaptılar” diyor. “Dağın taşının ne işi var Menderes’te?”

Gelecek için “Rastgele”mi?

Aşağıdip Gölünde sazlar hala yemyeşil... Su düzeyi azalsa da balıkçılar kenarda oltalarını “rasgele” diyerek göle atıyorlar. Göl hala bir çok su kuşuna ve yaban hayvanına barınak sağlıyor. Yer altı sularındaki azalmadan başka, gölün kenarlarına çöp dökülmesi, bazı sazlıkların tarlaya dönüştürülmesi gibi tehditlere de maruz kalıyor. Bir başka tehlike de ıslah çalışması ile kaynağı olan Büyük Menderes ile irtibatının kesilmiş olması. Tüm tehditlere karşın dayanmaya çalışan Aşağıdip Gölünü eski dostu rüzgar ile başbaşa bırakıyoruz.

Büyük Menderes Nehri Havzası ilgi ve profesyonel yardım bekliyor. Bilimsel destek ve entegre havza yönetimi istiyor. Bu zamana kadar bunun farkında olmayanlar susuz geçecek bu yaz anlayacak gibi görünüyor.

Mehmet Ekizoğlu

Hiç yorum yok: