Geyik Avı
Çok güzel bir sabahtı, güneş küçük tepenin ardından yeni doğmaya başlamıştı. Avcı tepeye doğru yürümeye başladı. Birden tepede müthiş bir görüntü belirdi. Büyük bir geyik tepenin üzerinde güneşle beraber ortaya çıkmıştı. Güneş ışınları geyiğin arkasından süzülüyor ve geyiğn boynuzlarını daha da bir muhteşem gösteriyordu. Yaklaşık 150 metrelik mesafedeydi. Geyik otlamak için başını indirdiğinde avcı yaklaşmaya başladı. Bu sefer geyik tepeden inmeye başladı. Avcı hemen yere eğildi, emeklemek en iyisiydi. Tepenin diğer yamacına geçen geyiği yakalayabileceğini umuyordu. Geyiğin öksürmesini duyuyordu. Önce bir dişi geyik çıktı. Arkasından bir dişi daha ve başka bir erkek geyik çıktı. Avcının beklediği bu değildi. Sonra sekiz çatallı boynuzuyla haremin muhteşem sahibi göründü. Avcı heyecandan yerinden fırlayacakmış gibi atan kalbini bastırmaya çalışarak tüfeğini yavaşça kaldırdı. Yarı otomatik tüfeğini ateşlediğinde geyik olduğu yere yıkıldı.
Çok güzel bir sabahtı, güneş küçük tepenin ardından yeni doğmaya başlamıştı. Avcı tepeye doğru yürümeye başladı. Birden tepede müthiş bir görüntü belirdi. Büyük bir geyik tepenin üzerinde güneşle beraber ortaya çıkmıştı. Güneş ışınları geyiğin arkasından süzülüyor ve geyiğn boynuzlarını daha da bir muhteşem gösteriyordu. Yaklaşık 150 metrelik mesafedeydi. Geyik otlamak için başını indirdiğinde avcı yaklaşmaya başladı. Bu sefer geyik tepeden inmeye başladı. Avcı hemen yere eğildi, emeklemek en iyisiydi. Tepenin diğer yamacına geçen geyiği yakalayabileceğini umuyordu. Geyiğin öksürmesini duyuyordu. Önce bir dişi geyik çıktı. Arkasından bir dişi daha ve başka bir erkek geyik çıktı. Avcının beklediği bu değildi. Sonra sekiz çatallı boynuzuyla haremin muhteşem sahibi göründü. Avcı heyecandan yerinden fırlayacakmış gibi atan kalbini bastırmaya çalışarak tüfeğini yavaşça kaldırdı. Yarı otomatik tüfeğini ateşlediğinde geyik olduğu yere yıkıldı.
Değerli okuyucular,
Bu ay sizlere farklı bir insanı, farklı bir avcıyı tanıtmak istiyorum. Farklılığı hem milliyetinden, hem de kişiliğinden geliyor. Yukarıdaki yaşanmış öyküdeki geyiği vuran, Sayın James Cox bir Amerikalı avcı. 70 yaşında olan Cox, İndiana Eyaleti doğumlu. Geniş bir ailede doğan James, daha sonra ailesiyle birlikte İllinois Eyaletine taşınıyor. Üniversiteden muhasebeci olarak mezun olduktan sonra hemen askere yazılıyor ve II. Dünya Savaşının hemen ardından savaş gemisinde Uzakdoğu denizlerinde ve Japonya’da hizmet veriyor.
Denizcilikten sonra çeşitli işlerde çalışan James Cox altı kalp krizi geçirdikten sonra emekli olması gerektiğine karar veriyor ve kendini tamamen doğaya ve gençlere adıyor.
Burada durup Sayın Cox’un avcılığından söz etmek gerek... Cox küçüklüğünde .22 kalibrelik tüfekle sincap avlayarak başladığı silah kullanmayı ve avlanmayı hiçbir nedenle bırakmamış. Sağlığı elvermediği zamanlarda bile ağaçtaki bek yerine çıkıp geyik beklemiş.
Daha geçen ay katıldığı sülün avında, yeterince hızlı yürüyemediği için gruptan ayrılmış, ama tarlanın sonunda durarak ve kaçan sülünlere atışlar yaparak yine de ava iştirak etmiş.
Moose Avı
Kuzeniyle satın aldığı yeni tüfeği denerken hep aklında moose denen büyük Kanada geyiği olduğunu anlatıyor Sayın Cox. “Hedefe yerleştirdiğim moose geyiği resminin üzerine konan çekirgeyi vurunca artık moose avı için hazır olduğumu anlamıştım” diyor.
Kanada’nın Newfoundland bölgesinde moose geyiği, caribou geyiği ve iki de ayı izni alan James Cox, yeni kalp krizi geçirmesine rağmen izinlerini doldurmak üzere yola çıkmış ve hemen rehberiyle kendini av bölgesine atmış. Şansı yaver giden James Cox ilk gün atış yapılabilecek bir moose bulmuş ve tek atışta dev geyiği devirmeyi başarmış. Geyiği kestiklerinde tek merminin kalbi parçalamış olduğunu hayretle görmüşler.
İki gün sonra da caribou geyiği sürüsüne rastlayan Jim Coz burada da iznini doldurarak geyiğini yine tek atışla vurmuş.
Gençlere ve doğaya hizmet
James Cox, uzun yıllardır günlerini avlanarak, habitat kuruluşlarına destek olarak ve gençlere doğayı, avcılığı öğreterek geçiriyor. Kendisi de bir izci lideri olan Cox, izcilerin silah güvenliği, atış eğitimi, doğada hayatta kalma gibi derslerine aksatmadan eğitimcilik yapıyor.
Ulusal İzcilik Liginde de okçu eğiticisi olarak gönüllülük yapıyor. Cox, “insanlara zarar veren silahlar değil, yine insanlardır. Birbirimizin inanışları ve görüşleri ne olursa olsun, saygı duyup birarada yaşamayı öğrendiğimiz takdirde dünyada daha barış içinde yaşayacağız” diyor.
Batı İllinois’te bir çiftliğe sahip olan James Cox, çiftliğini yine doğal yaşam ve gençlerin eğitimi için kullanmaktan kaçınmıyor. Son 10 yılda yaklaşık 1.500 ağaç diken Cox, bu sene de yaklaşık 750 ağacı doğal yaşam için dikmeyi planlıyor. Erozyonun önlenmesi ve sülün ve bıldırcın gibi yaban kuşları için tarlalarını otluk arazilere dönüştürüyor. Bu çalışmalarında hem destek aldığı, hem de destek verdiği kuruluşlar yine avcı-habitat örgütleri. Pheasants Forever adlı örgütün yerel muhasebeciliğini yapan Cox, bunun gibi bir çok örgütün de gönüllü üyesi.
Çiftliğinde gençleri ve çocukları toplayarak onlara çiftlik yaşamını ve orman ve doğa bilgilerini öğretmeyi çok seven James Cox, “avcılığın gelecek nesillere aktarılması için elimizden geleni yapmalıyız” diyor.
Hala ilk günkü av heyecanını içinde taşıyan Sayın Cox, şimdiki hedefinin elk denilen Amerika’da bulunan bir tür geyiği avlamak olduğunu belirtiyor.
James Cox’u tanıdığıma çok memnunum. Ondan silahlarla ilgili, avcılıkla ilgili çok şey öğrendim. Ancak öğrendiğim en önemli şey, başımıza gelen kötü sayılabilecek olayların ilacının, doğada olduğuydu. Sayın Cox, hiçbir zaman sonu gelmeyecek gibi görünen sağlık sorunlarıyla, avcılık tutkusu ve gençlere bir şeyler verebilmenin heyecanı ile başa çıkıyordu.
Mehmet Ekizoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder