Bir Aldo Leopold Denemesi
Aldo Leopold, günümüzde kullandığımız anlamda çevreciliğin
ve korumacılık fikrinin babasıdır diyebiliriz sanırım. Kendisi aynı zamanda
ABD’de yaban hayatı yönetimi disiplininin babası kabul edilmektedir. 1948
yılında dünyamıza veda eden Leopold, bugün çevreci yazının ilk eserlerinden
kabul edilen ve korumacı düşüncenin felsefesini oluşturan “A Sand County Almanac” kitabının yazarıdır.
Bu yazımda, Leopold’ün bu kitabının “Dağ Gibi Düşünmek”[1] adlı
bölümünde anlattığı konuları işlemek istiyorum. Leopold’ün mirasını ise başka
bir yazımızda konu edelim.
Aldo Leopold, bu yazısında o dönemlerde pek yaygın olmayan
bir düşünce olan doğanın dengesini felsefi açıdan anlatmaya çalışmakla başlar.
Dünyanın içerisindeki karşıtlıkları ve uyumsuz görünen unsurların aslında bir
uyum içinde yaşadıklarını ortaya koyar ve bunu “yalnızca dağ, bir kurdun
ulumasını tarafsızca dinleyebilecek kadar uzun yaşamıştır” şeklinde ifade eder.
Yazar bunu bir kurdun ölümüne tanık olduğu anı anlatarak derinleştirir.
Leopold, 22 yaşında genç bir biyoloji mezunudur ve arkadaşlarıyla ava çıkmıştır. Yüksek bir
kayanın üzerinde öğle yemeklerini yemektedirler. O sırada aşağıda kendilerine
doğru gelen, önce geyik sandıkları şeyin kurt olduğunu görürler. Dişi kurdun
arkasında da altı tane yetişkin genç vardır. O zamanlar kimse bir kurt görünce
öldürmeden geçmemektedir. Leopold ve arkadaşları hemen silahlarına davranarak
kurt grubuna ateş etmeye başlar. İlk başta tepeden aşağıya isabetli atış
yapmada biraz zorlansalar da tüfekleri boşaldığında dişi kurt yerde
yatmaktadır. Genç kurtlardan birisi de yaralı bacağını kayalıklara doğru
sürüklemektedir. Dişi kurt ölmeden yanına vardıklarında, Aldo Leopold kurdun
gözlerindeki “yeşil ateşin sönmekte” olduğunu izler. Bu Leopold’ün
daha önce görmediği, ancak dağın ve kurdun bildiği bir şeydir. Leopold itiraf
eder; “O zamanlar gençtik ve tetik parmağımız sürekli kaşınıyordu. Daha
az kurt demek daha fazla geyik demek diye düşünüyordum. Hiç kurt olmaması ise
avcıların cenneti olmalıydı. Ancak kurdun gözündeki yeşil ateşin ölümünü gördüğümde anladım ki, böyle bir fikri ne
kurt, ne de dağ paylaşmıyordu”.
O tarihten sonra da devlet, Wisconsin Eyaletindeki kurtları
kökünü kazımıştır. Aldo Leopold ise önce geyik sürülerinin artışını, daha sonra
geyiklerin bütün dağlardaki ağaçları ve çalıları yok edişini ve daha sonra da
açlıktan ve hastalıktan bütün sürülerin geride kemikler bırakarak mahvoluşunu
görecek kadar yaşamıştır. “Geyik sürüsü nasıl kurtların korkusuyla
yaşıyorsa, dağ da kendi geyiklerinin korkusuyla yaşamaktadır. Belki de kurtlar
tarafından öldürülüp yenilen bir geyik iki ya da üç yılda yerine gelse de,
geyik sayısının fazlalığı nedeniyle bozulan bir yaşam alanının eski halini
alması on yıllar sürmektedir.”
Leopold bu yazısında dağın yani doğanın, bitki örtüsü,
yırtıcıları ve diğer faunasıyla birlikte bir bütün olduğu mesajını vermektedir.
Okuyucudan istediği de, ister avcı, ister yönetici, ister politikacı ve ister
çiftçi olsun, dağ gibi düşünmesidir.
Geyik sayısını artırmak için kurtların yok edilmesi, geyik
sayısını gerçekten de artırmıştır. Ancak aynı zamanda çoğalan geyikler yaşam
alanlarındaki bitkileri tamamen bitirerek erozyonun artmasına ve ekosistemin
bozulmasına yol açmışlardır. Yiyecek bulamayan ve sürüdeki hastalıklı bireyleri
elenmeyen sürü sonunda yok olma ile karşı karşıya kalmıştır. Sonuçta hem
ekosistem bozulmuş, hem de elde edilmek istenen sonuç elde edilememiştir.
Leopold’ün “Dağ Gibi Düşünmek” yazısı, kısa olmasına karşın, yaban hayatı yönetimi
düşünce sistemini çok derinden etkilemiştir. Önceleri yalnızca insan
ihtiyaçları doğrultusunda daha etkin kullanım ilkesi ile yönetilen doğal
kaynakların aslında insan da dahil bütün bir yaşam sistemi olarak anlaşılması
akımı yani bildiğimiz çevrecilik hareketi doğmuştur. Doğaya her şeyiyle insan
için yaratılmış bir sebze bahçesi olarak bakan eski anlayış terk edilmiştir.
Her bilimsel gelişmenin temelinde olduğu gibi, ekolojik hareketin de temelinde
bu düşünce değişikliği yatmaktadır.
Günümüzde ekolojistler ve yaban hayatı biyolojisi uzmanları
daha karmaşık ve kompleks analiz sistemleri kullanmaktadırlar. Bir çok modern
yönetim sistemi karmaşık bilgisayar modelleri ile çalışmaktadır ve makro
düzeyde atmosfer ve bütün organizmaların da dahil olduğu bir denge düşüncesi ön
planda tutulmaktadır.
Bugün neredeyse tüm insan faaliyetlerini etkileyen ve
ileride de daha fazla belirleyici olacağı düşünülen ekoloji ve çevre
düşüncesinin temelinde, Aldo Leopold gibi, Thoreau gibi düşünürlerin katkısı ve
liderliği yattığı kabul edilir. Leopold’ün kitabının başka bir bölümünün
başlığı olan “Land Ethic” yani doğa ahlakı, yine kendi tanımıyla;
“insan ile doğa arasındaki uyum durumudur”.
Aldo Leopold’ün, “Dağ Gibi Düşünmek” yazısının sonunda
dediği gibi;
“Belki de dağların çok uzun zamandan bu yana bildiği
ama insanın çok az anlayabildiği, kurdun ulumasında saklı anlam budur.”
Mehmet Ekizoğlu
[1] Leopold, Aldo. A
Sound County Almanac: And Sketches Here and There. Oxford
University Press: New York, 1949.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder