Eski bir söz var, sizin anlatma beceriniz, karşınızdakinin anlama kabiliyeti ile sınırlıdır derler. Bugüne değin hep bu ikilemden muzdarip oldum. Ya benim anlatma becerim gerçekten de sınırlı, ya da yukarıdaki sözde mühim bir doğruluk payı var. Kendimi ifade etmede zorluk çekmedim bugüne kadar, ancak hep anlaşılmamaktan şikayetçi oldum. Acaba söz anlatmaya çalıştığım kitlelerde mi bir eksiklik var diye düşünüyorum. Kendisini temize çıkarıp kitleleri itham etmek de kibirin yeni hali olsa gerek, Allah korusun.
Makalelerimde genelde doğa sorunlarından, yaban hayatı idaresinden ve avcılıktan bahsettim ya, okuyan da genelde bu işlere ilgisi olanlar oldu zannederim. İlgili devlet kurumlarına da görüşlerimi nazik dilekçeler halinde göndermedim değil, ama bir cevap vermediklerine göre bu yazılarımın oralarda geniş bir okuyucu kitlesine sahip olmadığını düşünmek pek de yanlış olmaz.
Yazılarımı okuyanlar avcılık ile uğraştığını söyleyenler olduğunda, öncelikle “benim neci olduğum sorgusu” ile karşılaşıyorum genelde. Öyle ya, eğer avcı isem neden bu lafları edeyim? “Limitsiz av, sınırsız av günleri” isteyeceğim yerde, “aman kontrollü avlak, aman limitler artırılmasın” diyormuşum? Avcı dediğin her zaman daha çok vurmanın yolunu aramaz mı?
Çevre sözünü dillerinden eksik etmeyenlerin yazılarımı okuyabildiğini zannetmiyorum. Avcılığın olumsuz etkilerinden bahseden yazılarımı bile, içinde avcılık kelimesi geçtiği için tiksintiyle reddeden bir “güruh”un varlığından haberdarım. İnanılmaz ama gerçek... Böyleleri var.
Yine de “anlaşılmayı dilenmek” yerine bildiğim gibi devam edeceğim. Kalan üç beş “persona non grata” ile beraber onuncu köyde, doğru bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz.
Şimdi de bu “yabancı hayranından” son haberleri okuyacaksınız.
Şu Amerikalı avcılar garip insanlar... İşlerine bakacakları yerde, yüzlerce domuz vurup ödül almak yerine, paraları dağa taşa döküyorlar. Yaban hayatına habitat sağlayacaklarmış. Durduk yerde kendileri avcılığa kurallar getirilmesini istemişlerdi geçmişte. Şimdi de bazı kuralların sıkılaştırılmasını istemişler. Bakın şu akılsız ecnebilere (!)... Buyurun okuyalım:
ÜVEYİK SAYISINI ARTIRMAK İÇİN LİMİTLER GEREKİYOR
Kuralların esnetilmesinden bu yana üveyik avı çok değişti. Bazı endişeli avcılar, kuralların sıkı olduğu zamandaki gibi yarım günlük av gününe ve diğer kısıtlamacı uygulamalara dönülmesini istiyorlar.
Indiana Eyaletindeki Blue Grass Balık ve Yaban Hayatı Bölgesi, bu sezon hem yarım gün avlanma düzenini hem de avcı sayısını sınırlamayı aynı anda denedi. Sonuçlar kendini hemen gösterdi: kuşların sayısı çok fazlaydı ve hem güvenlik açısından hem de avın kalitesi açısından avcılık da daha iyiydi. Bölgenin Müdürü Nate Levitte bu şekildeki bir programı uygulamaya karar verdiğinde büyük risk almıştı, ancak sonuçlar çok etkileyici oldu.
Sezonun ilk 10 günü çekilişle yapılan avlara ve genç avcılara ayrılırken, kamuya açık av daha sonra başladı. Av için uygun olmayan günler ve yarım av günü uygulaması, üveyiklerin bölgede durmasını ve beslenmesini sağlarken daha sonra genel avcılığın başlaması, bütün gün avcılığın başlaması nedeniyle avcı sayısı arttı ve kuşlar bölgeden ayrıldı.
Kontrollü avcılık uygulaması başlamadan önce avcılar bölgeye yığıldığı için üveyik avı en çok iki gün sürüyordu. Aynı senaryo, Eyalette Slough’s Balık ve Yaban Hayatı Bölgesi’nde de görülebiliyor. Burada avcı sayısında sınırlama yok, ancak av sabah saat 11:00’da başlıyor. Avın üçüncü günü bölgede çok az kuş ve buna göre çok az avcı görülüyor. Buradan çıkarılacak sonuç, herhangi bir yerde kamuya açık av sahalarında av bölgesinde av bitmeden önce ancak birkaç gün av yapılabiliyor.
Çoğu özel arazilerde avlanırken, arazi sahipleri avcı sayısını sınırlamakla kalmıyor, aynı zamanda en erken 10:00 olmak üzere öğle sıralarında avı başlatıyor ve tüm avı öğleden sonra saat 4:00 gibi bitiriyor. Bazı arazi sahipleri, bütün gün süren sınırsız avların geçmiş yıllarda olumsuz etkilerinden başka bir şey görmediklerini belirtiyorlar.
Yapılan anketler, çoğu avcının İşçi Günü tatilinin sezon açılışından sonraya denk gelmesinden mutlu olduğunu gösteriyor. Tatil olduğunda, bir çok avcı iyi yerlere hücum ediyor ve kalabalık gruplar avda güvensiz bir durum yaratıyor. Sezon açılışında avcıların yüksek sayılarda avlaklara hücum etmesi durumunda özel arazi sahipleri arazilerini ava kapatıyor ve sorunlarla uğraşmamayı yeğliyor.
Bir arazi sahibinin dediği gibi, “yaban hayatını idare etmek kolay ama insanları idare etmek asıl zor iş”
Makale aslı: Potter, Phil, Limits needed to multiply doves, 13 Eylül 2009, http://www.courierpress.com
16 Eyl 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder