9 Oca 2012

SUYU DEF ETMEK!



Bildiğiniz gibi memleketimiz Aydın'da derelerin büyüklerine çay denir. Karacasu Çayı, Çine Çayı, Akçay gibi, Dandalaz Çayı gibi.

Çaylar dağlardan gelen kar suyunu Büyük Menderes'e taşır, ovamızı bereketlendirir, hedefine varıncaya kadar tarlaları sular, bahçelere su verir, iklimi değiştirir, barajları doldurur, taşkını önler ve en önemlisi de yer altı sularını besler.

Sulama işlevini zaten biliyoruz, ama pek bilinmeyen işlevlerinden ikisi taşkınları önleme ve yer altı suları besleme işleridir. Yer altı suları en çok çaylardan, derelerden ve göllerden beslenmektedir. Çaylarımız su taşıma kapasiteleri ile doğal taşkın önleme vasıtalarıdır.

Taa ki...

Biz onları "ıslah" edinceye kadar...

Çaylar, dereler ıslah edilince ne yer altı sularını besler, ne taşkını önler, ne de sulama vb gibi ihtiyaçlara yanıt verir. O zaman çay ne olur? Kar, yağmur yağıp su geldiğinde, bir an evvel bu suyu erozyonlu bir şekilde Büyük Menderes'e boca edip, sudan "kurtulmamıza" yararlar.

Gittiği yerde, yani Büyük Menderes Nehrinde de büyük bir basınçla patlayan bı ıslah edilmiş çaylar, ovadaki taşkın riskini artırmaktadır.

Ekteki resim, ıslah edilmiş Yenipazar Koca Dere çayıdır. Görüldüğü gibi, üst taraflarındaki suyu tutan genişlemeler, fiziki şekilleri kaldırılmış ve duvar örülmüştür. Bu şekilde dağdan gelen erozyonlu, alüvyonlu sel suyu aynen Büyük Menderes'e doğru son sürat "def" edilmektedir.




Çözüm, Büyük Menderes için önerdiğimizin aynısı: Nehir İçin Yer (Room for River) yaklaşımı.

Çaylar genişletilmelidir. dar duvarlar kaldırılmalıdır.

Çevrelerine güvenlik amaçlı setler yapılabilir, ancak bu gölleme yapmasını engellemeyecek kadar geride olmalıdır.

Çay bir taşkanal haline getirilirse saatli bombaya döner.

Zemin kapatılmamalıdır. Suyun emilmesi oranı artırılmalıdır.

Küçük çapta hızı azaltıcı vejetasyona izin verilmelidir.

Tansiyonu azaltıcı göletler yapılmasına izin verilmelidir.

Çay nehire kavuşmadan önce mümkün olduğunca suyun yayılmasına dikkat edilmelidir.

Toplum olarak suyla barışmamız lazım. Buna en doğal, en küçük ve en evcil olan çaylarımızdan başlayabiliriz.

Mehmet Ekizoğlu

6 yorum:

ahmet gözen dedi ki...

Değerli Kardeşim .Yazını zevkle okudum derelerde akan suyun hızı mutlaka kesilmeli söylediğin öneriler çok doğru .Başarılar diliyorum ahmet gözen

Vedat DURAN dedi ki...

Sevgili Mehmet,
Ülkemizin kanayan yarasına parmak basmışsın...yanlışları Tespit edip çözüm önerilerini de eklemişsin...eline diline ,kalemine sağlık.
Doğup büyüdüğüm Çanakkale Çan ilçesinden geçen Kocabaş çayı ıslah adı altında günlerce devlet makinaları çalıştırıldı,mazot yaktı hatta sahip çıkamadılar iş makinalarının mazotunu bile çaldırdılar.Islak! sonrası durum yüzlerce yılda oluşan çınar söğüt vs hepsi kesildi yok edildi kökleri bile çıkartıldı...burada yaşayan barıan hayvan, balık vs alanları yok edildi...bu da yetmezmiş gibi su şiddetli akınca çevredeki çiftçinin verimli toprakları Karabiga'da denize döküldü.....Islak! sonrası Kocabaş çayı delirmiş gibi akıyor,Artık daha çok sel başkını oluyor,etrafında,kıyılarında saz tavucu ,yerli ördekte kalmadı.

Vedat DURAN dedi ki...

Sevgili Mehmet,
Ülkemizin kanayan yarasına parmak basmışsın...yanlışları Tespit edip çözüm önerilerini de eklemişsin...eline diline ,kalemine sağlık.
Doğup büyüdüğüm Çanakkale Çan ilçesinden geçen Kocabaş çayı ıslah adı altında günlerce devlet makinaları çalıştırıldı,mazot yaktı hatta sahip çıkamadılar iş makinalarının mazotunu bile çaldırdılar.Islak! sonrası durum yüzlerce yılda oluşan çınar söğüt vs hepsi kesildi yok edildi kökleri bile çıkartıldı...burada yaşayan barıan hayvan, balık vs alanları yok edildi...bu da yetmezmiş gibi su şiddetli akınca çevredeki çiftçinin verimli toprakları Karabiga'da denize döküldü.....Islak! sonrası Kocabaş çayı delirmiş gibi akıyor,Artık daha çok sel başkını oluyor,etrafında,kıyılarında saz tavuğu ,yerli ördekte kalmadı.Kocabaş çayını ıslah edenleriIslah edenleri Allah ıslah etsin.

Adsız dedi ki...

Sevgili Mehmet,
Ülkemizin kanayan yarasına parmak basmışsın...yanlışları Tespit edip çözüm önerilerini de eklemişsin...eline diline ,kalemine sağlık.
Doğup büyüdüğüm Çanakkale Çan ilçesinden geçen Kocabaş çayı ıslah adı altında günlerce devlet makinaları çalıştırıldı,mazot yaktı hatta sahip çıkamadılar iş makinalarının mazotunu bile çaldırdılar.Islak! sonrası durum yüzlerce yılda oluşan çınar söğüt vs hepsi kesildi yok edildi kökleri bile çıkartıldı...burada yaşayan barıan hayvan, balık vs alanları yok edildi...bu da yetmezmiş gibi su şiddetli akınca çevredeki çiftçinin verimli toprakları Karabiga'da denize döküldü.....Islak! sonrası Kocabaş çayı delirmiş gibi akıyor,Artık daha çok sel başkını oluyor,etrafında,kıyılarında saz tavucu ,yerli ördekte kalmadı.Kocabaş Çayını ıslah edenleri Allah ıslah etsinde memlekete bukadar zarar vermesinler.
Vedat DURAN

Adsız dedi ki...

Toprak ile suyun arasındaki iliski, ürünleri düsünüldüğünde bir aşk bir evlilik bir aile kadar kutsal, verimli ve köklü ise eğer, mesele aile arasindaki kavgalar gibi taşkın dahi olsa, kesinlikle araya girmemek lazım !... Ö.B.

Adsız dedi ki...

Düşüncelerinize katılıyorum. Norveç gezisinde gördüklerim sizin yazdıklarınızı doğrular nitelikte idi. Yol boyunca kafanızı çevirdiğiniz her yerde küçük göletler vardı ve bu göletler arasında dereler vasıtasıyla birbirlerine taşıyorlardı. Muhtemelen göletler yeraltı suyunu besleyecek kadar yerli zamanda bekliyebiliyordu.