21 Eki 2008

KIŞ YEMLEMESİ EFSANESİ

Malumunuz av ve yaban hayatı bir bilim dalı olarak dünyada oldukça önemli bir yere sahip... Bu alanda uzun yıllardır çalışmalar sürdürülüyor ve uzun süredir bu alanda yapılan çalışma ve deneylerle elde önemli bir bilgi birikimi oluşmuş durumda..

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde yapılan araştırmalara ve oluşan bilgi birikimine rağmen, ne yazık ki ülkemizdeki av ve yaban hayatı uygulamalarında bu bilgi birikiminden ziyade, eski önkabullerden, babadan kalma bilgilerden ve genelde kulaktan dolma “efsanelerden” yola çıkılarak hareket edilmektedir.

Gerek bu konuda yetkili kurumlar, gerekse münferiden avcılar ve avcı dernekleri bu konuda işlem yaparken ne bilen teknisyenlere, biyologlara sormakta, ne de okuma yoluna gitmektedirler. Eskiden beri nasıl biliniyorsa işler öyle devam etmektedir. Bu bilinenler de çoğunlukla yanlış bilinen efsanelere dayanmaktadır.

Bu defa bu efsanelerden birini konu edeceğim. Efsaneler ve gerçekleri irdelerken de konu hakkında yazılmış olan bilimsel makale ve çalışmalardan yararlanacağım.

Efsane - Kış yemlemesi
Ülkemizde oldukça yaygın bir kanıya göre, kışın ağır soğuk ve yoğun yağış alan bölgelerde yaban hayvanları açlık sıkıntısı çekmektedir. Kışın genelde tüm hayvanların yiyecek bir şey bulamadığı ve açlıktan öldüğü yönünde yaygın bir kanı bulunmaktadır. Bu kanıya dayanarak gerek halkımızın hayvansever kesimleri, gerekse yerel gazetelere konu olmayı seven avcı kulüpleri ellerine birer torba saman, yem, vs alarak ormana, dağa atmakta veya bu şekilde faaliyet göstererek yaban hayvanlarının kışı geçirmelerinde yardımcı olduklarını düşünmektedir. Bazı sivil toplum kuruluşlarının yıllık faaliyet raporlarında “yemleme çalışmaları” önemli zaman ve yekün tutmaktadır.

Gerçekler:

Peki gerçek nedir? Gerçekten de bu yemleme yapılmasa yaban hayvanları kışı geçiremeyecekler midir?

Her ne kadar kış mevsiminde gerçekten de yiyecek miktarı göreli olarak azalıyor ve yiyecek bulma yaban hayvanları için daha da zorlaşıyor olsa da durum o kadar acıklı değildir. Aslında doğal denge kendini belki de en iyi kış şartları aracılığıyla korumaktadır. Yaban hayvanları kış şartlarını atlatmak için kendilerini ve yavrularını önceden hazırlamaya başlamaktadırlar. Bu hazırlıklar yuva bulma, besin ve yağ değeri yüksek besinlerle beslenerek soğuk mevsime yağlı bir metabolizma ile girme, göç etme şekillerinde görülmektedir. Göç etmeyen yaban hayvanları kışı bulundukları yerde kendi imkanlarıyla geçirebilecek şartları taşımaktadırlar. Örneğin ayılar kış uykusuna yatmakta, geyikler önceden kilo almakta, karaca, kurt gibi memeliler ve kemirgenler kış için kalın bir post tabakası geliştirmektedir. Sincap, fare gibi bazı yaban hayvanları kış için yiyecek depo etmektedirler.

Kış geldiğinde bir çok yaban hayvanı göç ederek bu dönemi, daha elverişli koşullara sahip bölgelerde geçirmektedirler. Göç etmeyen hayvanlar ise yiyecek bulma konusunda ustaca beceriler geliştirmiştir. Keklik, sülün gibi yaban hayvanları kış mevsiminde diyetlerini değiştirmekte, çoğunlukla da arazi değiştirerek bu dönemi atlatabilmektedirler.

Öte yandan, bilindiği gibi kış mevsimi hastalıklı, genetik bozukluğu nedeniyle zayıf olan veya sakat olan yaban hayvanlarının ölümüne neden olarak popülasyonun sonraki nesillere sağlıklı ve genetik açıdan sağlam bireyler aktarmasında çok önemli yararlar sağlamaktadır. Bir başka deyişle yaban hayatının sağlıklı bir şekilde devamı için bazı bireylerin kışın ölmesi gerekmektedir.

Literatüre göre, yaban hayvanlarının kış mevsiminde asıl maruz kaldıkları tehlike açlık değil, korunacak yer azlığıdır. Yaban hayvanları kendilerini ve genç bireyleri düşmanlarından ancak korunaklar vasıtasıyla koruyabilmektedirler. Otlu alanlar, geniş yapraklı bitkiler gibi korunaklar, kışın kar yağdığında bu güvenli özelliklerini kaybettiklerinden yaban hayvanları saldırılara maruz kalmaktadırlar. Kışın karın beyazı doğayı kapladığında çoğu yaban hayvanı da doğal kamuflaj özelliklerini kaybetmektedir.

Dolayısıyla doğaya atılan yemler hem yetersiz, hem yararsız, belki de aynı zamanda zararlı da olmaktadır. Öncelikle atılan yemlerin yaban hayvanlarının doğal diyeti olmaması nedeniyle sindirim sistemlerinde bozukluğa yol açması muhtemeldir. Öte yandan, bu yemlerle ancak birkaç gün idare edebilen hayvanlar, bu şekilde doğal olarak kendilerinde var olan hayatta kalma-yiyecek bulma yeteneklerini geliştirememekte ve sürekli bu hazır yiyeceğin gelmesini bekleyebilmektedirler. Bir başka risk de insanlara ve yemlere olan alışkanlığın artması ve çekingenliğin azalmasıdır. Bu etki yaban hayvanlarındaki “yaban” özelliğini azaltmakta ve hayvanların kötü niyetli kişilerden kaçmaması veya tuzak yemlerden kuşkulanmaması sonuçlarına yol açabilmektedir.

Avcılarımız ve hayvanseverlerimiz kışın yaban hayvanları için yararlı bir şey yapmak istiyorlarsa, onlara korunak, yuva ve gıda sağlayacak tedbirleri yazdan ve bahardan almalıdırlar. Bu tedbirler arasında;

- Her çeşit yaban hayvanına yuva ve barınak sağlayacak çam gibi, ardıç gibi yaprak dökmeyen ağaçların doğaya dikilmesi,
- Tarlaların kenarlarında yabani otların gelişmelerine ve yıl boyunca kalmalarına izin verilmesi,
- Yaban hayvanları için daha fazla arazinin koruma altına alınması,
- Meşelik ve ardıç korularının ıslahı ve korunması, vb.


Görüldüğü gibi kış yemlemesi gibi “medyatik” faaliyetler sanıldığı gibi yaban hayatının yararına değildir. Çoğu durumda da bu gibi faaliyetler zararlı neticelere de yol açabilmektedir.

Başta resmi kuruluşlarımız ve avcı kuruluşları olmak üzere, tüm doğaseverlerimizin doğal alanlarımızı ve yaban hayatını etkilemesi muhtemel faaliyetlerinden önce muhakkak bu konuda uzmanlaşmış bilim çevrelerinden görüş ve öneri almalarının şart olduğu ortadadır.

Yararlanılan kaynaklar:

Newman, D. S., R. E. Warner, ve P. C. Mankin. 2003. Creating habitats and homes for Illinois wildlife. IDNR ve University of Illinois, Urbana, IL 212 pp.

The Audubon Society Nature Guides. (Knopf Yayıncılık tarafından2005 yılında yayımlanan ve otlu alanlar, sulak alanlar ve koruluklar gibi ekosistemleri esas alarak inceleyen kitapçıklar dizisi)
U.S. Fish and Wildlife Service web sayfası: http://www.fws.gov/

Hiç yorum yok: