DSİ 21.Bölge Müdürümüz, "Amacımız Menderes'i 50 yıl önceki ekolojik yapısına dönüştürmektir" demiş. Büyük Menderes Nehri 50 yıl önce nasıldı? Hatırlayan kaldı mı?
Büyük Menderes Nehri, bataklıkların kurutulması hakkındaki kanun uygulanmadan önce bir bereket kaynağıydı. DSİ tarafından önce barajlar yapıldı, sonra sıtmanın önlenmesi için bataklıklar kurutuldu. Aradan bize de tarlalar düştü. DSİ bir zamanlar gerekli olduğunu belirttiği bu kurutma çalışmalarını artık bıraktığını söylüyor her fırsatta. Memnun oluyoruz, oluyoruz olmasına da, ya kuruttuğu bu ülkenin sulak alanlarının yarısı ne olacak? Olsun, bir soğuk su içeriz üstüne, küresel ısınmadan dolayı bulabilirsek...
Konuyu dağıtmayalım. Şimdi bu zamanında kurutulan sulak alanlar yeniden mi oluşturulacak? Öyle ya? 50 yıl önce o ovada heryer sulak alan, göl ve göletti. Şimdi 50 yıl öncesine döneceğimize göre, DSİ Büyük Menderes kenarındaki tarlaları yeniden sulak alana dönüştürecek demektir. Kişisel olarak bunun doğru bir uygulama olacağına inanmaktayım. Ama samimi olursak, hiçbir babayiğit bunu yapamaz.
Plan nedir?
DSİ MATRA Projesi kapsamında yapılan çalışma sayesinde 2021 yılına kadar Büyük Menderes Nehri'nin ekolojik açıdan iyi duruma geleceğini tahmin etmektedir. Yalnız bunu nasıl yapacaklarını ifade buyurmamışlar. Proje kapsamında hazırlanan "Büyük Menderes Nehri Entegre Yönetim Planı" nerededir? Bu kamuoyuna açıklanmış mıdır? Neleri içermektedir? Bunları da bilmiyoruz. Siz güvenin işte, 2021'e geldiğimizde görürsünüz.
Peki, hiç bir yerleşim yerini sel riski altında bırakmadığı halde, tedbirlerin en acımasızı ile karşılaşan, yani "ıslah" adı altında kanallanan, hidromorfolojisi "bir daha asla iyi ekolojik duruma gelemeyecek derecede" bozulan Büyük Menderes Nehrini 2021 yılına kadar tekrar nasıl eski haline getirecekler, merak ediyorum doğrusu. Olsun, 2021 yılına kim öle kim kala. Biz günü idare ediyoruz.
Tek sorun kirlilik mi?
DSİ Bölge Müdürlüğümüz ağzını açar açmaz, kirlilik ölçüm istasyonlarından bahsediyor. Tek derdi, bütün anlattıkları kirlilik de kirlilik. Peki ya esas kendi görev ve yetki alanına giren Büyük Menderes Nehrinin entegre yönetimi? Nehrin dibinin taranmasının yarattığı olumsuz etki? Kenarlarına yığılan banklarla bu nehir nasıl eski haline gelecek? Doğal taşkın yatağı nerede? Yeraltı sularını nasıl besleyecek? Doğal vejetasyon nasıl eski haline getirilecek? Bu sorular yanıt beklemektedir. Kirlilik ölçüm istasyonu demekle iş bitmiyor.
Peki kirlilik ne olacak?
AB Su Çerçeve Direktifi ölçütlerine göre, bir nehir kirlilikten ölmez. Ne kadar yoğun deşarj olursa olsun, doğal su kütlesi olma özelliğini korur. Deşarjlar eninde sonunda son bulacaktır. Bakın Uşak arıtma tesislerini yaptı, çalıştırdı. Denizli de vaat ediyor. Çine arıtma tesisini çalıştırdı. Herkes para buldukça başlayacak. Kirlilik kaynakları azaldıkça su eski haline dönecektir. Çevre ve Orman İl Müdürlükleri burada yardımcı ve hızlandırıcı olacaklardır. Çünkü kirlilik onların sorumluluğundadır.
Sorular sorular
Konuyu yine can alıcı noktaya getirelim. DSİ neden kendi uygulamaları ve planları konusunda kamuoyunu aydınlatmıyor? Neden Büyük Menderes Nehrini modern ve çevreyle uyumlu yöntemlerle değil, 19.yüzyıldan kalma uygulamalarla yönetiyor? Bu bozulma nasıl eski haline geri getirilecek?
Büyük Menderes Nehri, 50 yıl önceki ekolojik yapısına nasıl getirilecek, merak ediyoruz.
Mehmet Ekizoğlu
Not: Tablo DSİ Vakfı-Su Dünyası Dergisinden alınmıştır.
Resim ise Yenipazar (AYDIN) Aşağıdip Gölüne aittir. Yenipazar Avcılar Kulübü web sayfasından alınmıştır (www.yenipazarav.org).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder