Nehirlerin taşmasını önlemek amacıyla yapılan kanallama çalışmaları geçtiğimiz yüzyılda sıkça rastlanılan uygulamalardı. Kanallama çalışmasının amacı, nehirlere aşırı su geldiğinde taşarak çevresine ve çevredeki insan faaliyetlerine verdiği zarara engel olmaktır. Bu amaca yönelik olarak, nehrin yatağı değiştirilebilir, nehrin kıvrımlı akması engellenerek düzleştirilir, nehir yatağı kazınır, kenarları yükseltilir ve gelen suyun hızlıca havza aşağısına gitmesi sağlanmış olur. Kanallamanın bir başka amacı, bazen de istenmeyen sonucu, çevredeki toprağın drenajıdır. Nehri çevreleyen sulak alanlar bu kanallama ile kurutulmuş olur. Bu kasıtlı yapılırsa, çevreleyen sulak alanlar tarla veya yerleşim yeri gibi insan kullanımına açılmış olur.
20nci yüzyılın ilk yarısında Batı'da yoğun olarak yapılan kanallama, günümüzde yerini "nehir restorasyonu"na devretmiş bulunmaktadır.
KANALLAMA NEDEN KÖTÜ?
Bunun nedenleri bir çok bilimsel araştırma ile tespit edilmiştir. Genel olarak,
- Kanallama çalışmalarının nehir taşmasını önlemediği ortaya çıkarılmıştır. Aksine nehrin ve çevresindeki havzanın suyu özümseme kapasitesi yok edildiği için taşkınlar daha da artmış ve nehir bunu taşıyamayarak patlamalara neden olmuştur.
- Kanallama çalışmaları, yeraltı su seviyesini düşürmüştür. Yeraltı suları, toprağın verimini sağlayan, tuzluluk oranını dengede tutan unsurdur. Yeraltı suyu çekilince toprakta tuzluluk artar ve toprak çoraklaşır.
- Kanallama ile meydana gelen drenaj sonrasında sulak alanların kuruması bölgenin iklimini, toprak yapısını ve bitki örtüsünü etkilemiştir. Sulak alanlar ormanların yaklaşık 4 katı oranında karbondioksit emme kapasitesine sahiptirler. Havayı temizlerler ve iklimi tüm canlılar için yaşanabilir hale getirir. Toprağı ve suları -içme suları dahil- tarımsal atıklardan arıtırlar. Sulak alanlar tahrip olduğunda en başta bitkiler ve yaban hayvanları, daha sonra da insanlar bundan olumsuz etkilenecektir.
- Kanallama çalışmaları erozyonu artırır ve doğal kaynakların boşa gitmesine neden olur.
- Kanallama çalışması, sulak alanların arıtma kapasitesini yok ederek denizleri de kirletir.
- Kanallama çalışması nehrin ekolojik ve hidromorfolojik yapısını ağır biçimde bozmak demektir. Bunun nehir açısında sonuçları da ağır olacaktır. Bir nehir, etrafındaki bitki örtüsü, kenarlarının gerisindeki taşma alanı, zengin dip yapısı, içindeki oyuklar, adacıklar ve bunun gibi morfolojik yapılar ve nihayet barındırdığı doğal hayatı ile birlikte yaşar. Kanallama çalışması bu yapıların tümünü, dolayısıyla sağlıklı nehri öldürür.
Bu gibi nedenlerle, ABD ve Avrupa Birliği gibi gelişmiş toplumlarda kanallama çalışmaları uzun süredir terkedilmiştir.
Halen başta Missisippi ve Missouri Nehirleri olmak üzere, Amerika'nın önemli nehirlerinde milyonlarca dolar harcanarak kanallamanın zararlarını bertaraf etmek ve nehri eski haline geri getirmek için restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir. ABD, 20nci yüzyılın ilk yarısında, bu gibi ekolojiyi bozan uygulamalar nedeniyle en verimli topraklarını Meksika Körfezinin tabanına yığmıştır.
Avrupa Birliği kanallamayı uzun zaman önce yasak etmiş ve bozulan büyük nehirlerini restorasyona almıştır. Bunların en önemlilerinden birisi Danimarka'nın en büyük nehri olan Skjern Nehri Havzasının restorasyonu projesidir. Bu proje 1998'de başlamış ve 2002 yılında bitirilmiştir. Proje ile tarlaya dönüştürülmüş olan sulak alanlar geri getirilmiş ve nehir eski haline yakın bir şekle getirilebilmiştir. Sonunda hem yöre kazanmış, hem de nehir eski ekolojik durumuna getirilmiştir. Tarlaların sulak alan haline getirilmesiyle ortaya çıkan maliyet, sulak alanlarda rekreasyonel ve turistik faaliyetler ile karşılanmıştır.
BÜYÜK MENDERES NEHRİNDE KANALLAMA
Büyük Menderes Nehrinde de DSİ 21.Bölge Müdürlüğü tarafından bir kanallama çalışması yapılmıştır. Çalışmanın detayları ve kapsamı hiçbir yerde yayımlanmamış ve kamuoyu ile paylaşılmamıştır.
*Çalışmadan önce ve yapılırken Çevresel Etki Değerlendirmesi yapılmamıştır.
*Çalışma sırasında ilgililerin görüşlerine başvurulmamıştır.
*Kanallama çalışmasının fayda-maliyet analizi yayımlanmamıştır.
*Çalışma esasen, AB Su Çerçeve Direktifine aykırıdır.
*Kanallama çalışması sırasında sulak alanlar, barajlar ile bağlantı ve diğer çevresel faktörler değerlendirilmemiştir.
*Kanallama ile Büyük Menderes Nehrinin doğal yapısı bozulmuş ve nehirdeki doğal hayat yok edilmiştir.
*Kanallama çalışmasının, nehrin aşağı kısmında taşkın açısından ne gibi sonuçlar doğuracağı hakkında bir çalışma yapılmamıştır.
RESTORASYON GEREKLİ
- DSİ Büyük Menderes Havzasındaki kanallama çalışmalarına derhal son vermelidir.
- Kanallama yapılmış olan kısımlar, bir restorasyon yapılarak eski durumuna getirilmelidir.
- Taşkınların vermiş olduğu maddi zararın önüne geçilmek için, yeni bir proje hazırlanmalıdır.
- Bu proje, nehrin yatağında doğal önleyiciler olan ekolojik yapıların kurulmasını ve nehir etrafında uygun yerlerde sulak alanlar oluşturulması ve eski sulak alanlarla nehrin bağlantısının tekrar kurulmasını içermelidir.
- Bu amaçla, taşma durumunda su altında kalması gereken kesimlerdeki özel araziler ya satın alınmalı ya da kiralanarak uzun süreli sulak alana dönüştürülmelidir.
Unutulmamalıdır ki, Büyük Menderes'i Büyük Menderes yapan, Aydın Ovasını da yağ-bal akar hale getiren binlerce yıldır devam eden taşkınlardır.
Mehmet Ekizoğlu